Kişi elindeki imkanları iyi ve zamanında kullanmalıdir. Zamanında kullanamadığı küçük bir fırsatı kaçırırsa gözünde büyütür. Yakaladığı bu fırsatın çok önemli olduğunu söyleyip durur.
Çevresi tarafından temiz, saf, dürüst ve namuslu olarak bilinen birine kimse kötü laf söylemez. Çünkü bu kişi toplumda önemli bir yere gelmiş ve hak ettiği işi yapan kişidir. Bu kişinin adı lekelenemez.
Sevgi karşılıklıdır. Birinin hissettiğini diğeri de hisseder, birinin düşündüğünü diğeri de düşünür. Zevk, alışkanlık, arzu ve isteklerde de birlik mevcuttur
Gerekli şartları sağlanmayan, araç ve gereci temin edilmeyen, kimi dayanaklardan yoksun bırakılan iş ya da insandan başarı beklenemez. Başarı için maddi ve manevi destek yeterli olmalıdır. Gereken koşullarla donanıp güçlenmeyen kimse amacına ulaşamaz.
Fеlakеt vе ölüm gibi habеrlеr, bununla ilgili kimselerin kulağına çabuk yetişir. Kötü habeɾ insanlaɾı daha çok etkilediğindеn, bunu hеmеn çеvrеlеrinе duyururlar. İnsandan insana, derken haber, sahibini çabucak yetişir.
- Kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş yine kucaklamış.
Kardeşler ne kadar geçimsiz, anlaşmaz, kavgalı, dargın olurlarsa olsunlar yine de kötü bir durumda birbirlerine yardım ederler. Çünkü onları birbirine bağlayan bir kan bağı vardır ortada.Kardeşler ne kadar geçimsiz olsalar da kötü bir durumda birbirlerine yardım ederler
- Katıra baban kim? demişler, dayım attır demiş.
Aşağılık duygusu içinde bulunan kişi, kendisini olduğu gibi göstermeye utanır ve kötü yönünü gizler, sadece iyi yönüyle övünür
Kaza, beklenmedik zamanda, birdenbire meydana gelir. Birşeyin olacağı önceden bilinse önlem alınır. Fakat bu mümkün değildir.
- Kazanmayanın kazanı kaynamaz.
Kazancı olmayan kişinin evinde yemek pişmez. Herhangi bir kazanç elde etmeyen insanın evine aş girmez. Bu yüzden kazancı olmayan kişinin geçinmesi mümkün olmadığından dolayı çalışıp kazanç sağlamak zorundadır.
- Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.
Büyük çıkarlar beklenen bir yer için küçük fedakârlıklar yapılmalı, kimi sıkıntılara girilmeli ve bundan kaçınılmamalıdır.
- Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu.
Sen başkasına kötülük yapmarsan başkası da sana kötülük yapmar. Her şeyin bir karşılığı vardır.
- Keçi nereye çıkarsa oğlağı da oraya çıkar.
Büyüklerin tuttuğu yol küçüklere örnek olur
Anne ve baba ne yaparsa çocuk da onu yapar, hangi yola girerse çocuk da o yola girer.
- Kedinin boynuna ciğer asılmaz.
Kendisine güvenilmeyecek birine bir şey bırakmak, emanet etmek doğru değildir. Bir kimseye, kullanıp zarar vereceği, kendine mal edip ortadan kaldıracağı bişey emanet edilmez.
- Kedi yetişemediği ciğere pis der.
Kişi, elde edemediği şeyi istemiyormuş, beğenmiyormuş gibi görünür.
Elde edemedikleri şeyi hor göstermeye kalkışır.
- Kelin ilâcı olsa başına sürer.
Kendi sorunlarına çözüm bulamayan kişiden yardım beklemek mantıksızdır.
Yanlış davranışı yüzünden zarara uğramayan kimsenin bu durumdan yakınmaya hakkı yoktur.
- Keskin sirke küpüne zarar verir.
Öfkeli, sert, sinirli kimsenin zararı kendisinedir. Kendini yıprattığı, sağlığına zarar verdiği, toplum içinde saygınlığını yitirdiği gibi işlerini de bozup altüst eder.
- Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan.
İnsan, kiminle arkadaşlık ederse, ondan etkilenir, onun alışkanlıklarına, düşüncelerine eğilim duyar; huyunu, gidişini kapar, onun gibi davranmaya başlar.
- Kısmetinde ne varsa kaşığına o çıkar.
Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın, çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır. Yüce Allah, ona ne nasip etmişse ancak ona kavuşur, ne fazlası ne azı olur.
- Kızı gönlüne (keyfine) bırakırsan ya davulcuya varır, ya zurnacıya.
Evlenme çağındaki kız eğlenceye düşkün olur. Büyükleri onu uyarmazlarsa, hoşlandığı ama uygun olmayan birisiyle evlenir.
- Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye.
Kimi kişiler bir şeyin bolluğundan yakınır, Kimi kişiler aynı şeyden yoksun olmanın sıkıntısını çekerler. Kimileri bolca bulurken, kimileri hiç bulamaz.
- Kimse ayranım ekşi demez.
Herkes sattığı malı, kendi işini, tutumunu ve davranışını över. Kendine yönelik eleştiriler olsa da aldırmaz, kusur kabul etmez.
- Kimseden kimseye hayır gelmez.
İnsan, yapacağı işte yanlız kendi gücüne. Başkasının yardımını bekler ve buna güvenirse hayal kırıklığına uğrar.
- Kimsenin âhı kimsede kalmaz.
Güçlü bir kimsenin dine, yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıyım, acımasızlık, haksızlık ve cefa asla karşılıksız kalmaz. Zalimler, er veya geç zulme uğrayanların âhını, bedduasını alırlar ve perişan olurlar.
- Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Komşular birbirlerine en küçük birşey için bile muhtaçtır. Kimi zaman önemsiz bir şeyin eksikliği işimizi aksatır. O zaman komşu imdada yetişir. Komşu komşuya her zaman gereksinim duyar.
- Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
Başka bir kimsenin malı, kişiye olduğundan daha değerli görünür. Çünkü insan nefsi doymak bilmez, başkasının elindekine imrenir. Hele insanlar birbirlerini çekemiyorlarsa birinin elindeki mal, diğerini sürekli rahatsız eder.
- Kork Allah`tan korkmayandan.
Allah'tan korkmayan kimseler, insana her türlü kötülüğü yapabilirler. Böylelerinden korkulur.
- Korkunun ecele faydası yoktur.
İnsan korkmakla kendisine gelecek zararı, kötülüğü veya tehlikeyi önleyemez, olacak olur, onun için korkup boşa kaygı, üzüntü çekmemelidir.
- Köpek ekmek veren kapıyı tanır.
Köpek bile kendisini besleyen yeri bilir, davranışlarıyla duygularını belli eder. İnsan bundan ders almalı, gördüğü iyiliği unutmamalıdır.
Kişi ne denli kötü, aşağılık olursa olsun, kendini benimseyip koruyana kötülük etmez.
- Köpeksiz sürüye kurt dalar
Koruyucusuz halka, millete, bekçisiz ülkeye düşman saldırır.
- Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı derler.
Kişi işini gördürünceye kadar yardım beklediği kimseye dil döker, onu över, ne kadar kötü de olsa onu göklere çıkarır.
- Körler memleketinde şaşılar padişah olur.
Bilgisiz, anlayışsız, beceriksiz insanların bulunduğu bir yerde, çok az bilgi, anlayış ve becerisi bulunan kişiler başa geçip yönetimi ele alırlar.
- Kötü söyleme eşine, ağu ( zehir) katar-aşına.
İlişkide bulunduğun kimseleri sözlerinle incitme, kötüleme ki onlar da sana daha büyük kötülük yapmasınlar.
- Kul azmayınca Hak yazmaz.
İnsana durduk yerde bela gelmez. Önce insan azar, haddi aşar, sonra Allah o yönde takdir eder. Kişinin başına azgınlığı yüzünden felaket gelir.
Hiçbir insan kusursuz ve eksiksiz değildir. Her insan bilerek ya da bilmeyerek yanlışlığa düşebilir. Çünkü insan her zaman sağlıklı düşünme ve tutarlı davranma olanağına sahip değildir.
- Kurt dumanlı havayı sever.
Kötü niyetli kimseler ortalıktaki karışıklıklardan yararlanırlar. Çünkü o anda dikkatler dağılmış, kimin ne yaptığı belli değildir. Dolayısıyla kendilerine engel olacak kimselerin bulunmadığı bu ortamı sever ve bu ortamın oluşmasını istekle beklerler.
- Kurt tüyünü değiştirir, huyunu değiştirmez.
Kötü, zalim ve hani kimseler kılık, kıyafet, oturdukları ev ve yerlerini değiştirseler de huylarını değiştirmezler, onların bu kötü huyları ölüme kadar devam edip gider.
Gayret ve çaba göstermeden, bir yatırım yapmadan yalnızca boş sözlerle başarı elde edilmez.
- Kurunun yanında yaş da yanar.
Bir toplumda yapılan kötülükler nedeniyle suçluların yanında bazen suçsuzlar da büyük zarara uğrarlar. Beğenilmeyen tutumlarından dolayı cezalandırılan kişiler yanında suçsuzlar da suçlular gibi hırpalanırlar.
- Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
Kusursuz insan yoktur. Her insanın az veya çok kusuru bulunur. Bundan dolayı kendine dost edinmek için kusursuz birini arayan kimse, aradığını bulamaz. Dostsuz kalır.
- Küçük suda büyük balık olmaz.
Yetenekli, becerikli, büyük kişiler küçük çevrelerde yetişse bile barınıp kalamaz. Bu kişiler kendilerini besleyecek, barındıracak ve olgunlaştıracak daha büyük çevrelere, kültürlü ortamlara ihtiyaçları vardır.