- Damlaya damlaya göl olur.
Küçük şeyler birike birike büyük varlıklar oluştururlar.
- Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir
Dağ başında kışın nasıl fırtına eksik olmazsa kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar öylece eksik olmaz.
- Dağ başında duman eksik olmaz
Nasıl dağ başlarından duman eksik olmazsa, toplumda yüksek mevkilere, makamlara çıkan ve sorumluluk alan kimselerin başında da dert eksik olmaz.
- Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
İnsanlar, dağlar gibi yerlerinden kımıldamayan cansızlar değildir. Dostlar, tanıdıklar, akrabalar birbirlerinden ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar ve buluşmaları ne denli güçleşmiş bulunursa bulunsun, günün birinde kavuşabilirler.
- Dağları ıssız sanma, körleri gözsüz sanma.
Hayatta çevresi ile ilişkisi olamadığı sanılan canlıların ve nesnelerin ilişkilerle yüklü olduğu unutulmamalıdır.
- Danışan dağı aşmış, danışmayan yolu şaşmış.
Bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider.
- Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.
Kötü ve kalitesiz malzeme ile güzel bir ürün meydana getirilemez. Yeteneksiz kişiler, büyük sorumlulukların gerektirdiği çabayı gösteremezler.
- Davacın kadın olursa yardımcın Allah olsun
Seni yargılayacak kişi, senden davacı olan kişi ise elbette kendisini haklı çıkaracak ve sana ağır ceza verecektir.
- Davetsiz gelen döşeksiz oturur.
Bir yere davet edilmediği halde giden kimse iyi karşılanmaz, hürmet görmez. Zaten davetsiz olduğu için ilgi ve ağırlanmasını beklememelidir.
- Davul dengi dengine çalar.
İnsanlar arasındaki yakınlaşmalar, arada eşitlik olursa güzeldir. Anlaşma ve dostluk da böyle sağlanabilir. Birbirine uygun kişilerin birlikte olmasında faydalar vardır.
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Herhangi bir olayın gerçek durumunu anlayabilmek için uzaktan değil, birebir yaşamak gerekmektedir. Uzaktan izleyen insanlar için ise olaylar kolay görünür. Hatta yaşamda öyle durumlar ortaya çıkar ki, yaşayan insanlar rahatsız olurken uzaktan kişiler ona imrenir.
- Dayak cennetten çıkmıştır.
İnsanların terbiye yolları çeşitlidir. En son başvurulacak terbiye biçimi ise dayaktır. Ancak dayağın caydırıcı özelliği olduğu için iyi sonuç verir. Disiplinin sağlanması için gerektiği hâllerde dayağa başvurmak kişileri yola getirir, düzen ve nizamı korur, toplumun veya çevrenin huzuru sağlanmış olur. Bu için dayak cennetten çıkmış gibi algılanır.
- Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan
Birlikte iş görmek, birlikte yolculuk etmek, birlikte yaşamak isteyen karı-koca gibi insanlar arasında öncelikle bir uyumun olması şarttır. Bu uyum da karşılıklı saygı ve sevgi temeline dayanır. Tek taraflı sevgi ve saygı uyumu sağlamaya yetmez, ortada düzen diye bir şey kalmaz, kurulan beraberlikten de hayır gelmez.
- Deliye hergün bayram
Hiçbir şeyi kendine dert edinmeyen, istediği yerde dolaşıp dilediği işi yapan delinin bütün günleri bayram özgürlüğü ve şenliği içinde geçer. Delinin bu başıboş yaşayışını uygulamaya özenenler için de söylenecek şey budur.
- Demir nemden, insan gamdan çürür.
Nem, ıslak demiri nasıl paslandırır, çürütürse, gam, kaygı, kederde insanı öylece yıpratır, çürütür, harap eder.
- Deniz bal olmuş, fukara kaşık bulmamış.
Her yanda bol kazanç ve nimet dolu olsa, yararlanma olanağı bulunmayanlar için neye yarar. Herkes bol kazanç ve nimet elde etmek ister. Fakat yararlanma olanağı olmayan kişinin her yanı bol kazanç ve nimet doluda olsa hiçbir işe yaramaz.
- Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz.
Denizde dalga nasıl eksik olmuyorsa, insanın da gönlünden sevda eksik olmaz. Ne kadar engel olunmaya çalışılsa da ister istemez kişi gönlünü birine kaptırabilir.
- Denizdeki balığın pazarlığı olmaz.
Henüz ele geçirilmemiş ve ele geçirilmesi zor olacak bir şeyin alımı satımı konuşulmaz.
- Denize düşen yılana sarılır.
İnsan çaresizlik içine düşerse, böyle bir durumda varlığı beş para etmez kimselerden bile medet umar.
- Derdini söylemeyen derman bulamaz.
İnsan, derdini, sorunlarını, sıkıntılarını birilerine anlatırsa daha kolay çözüm bulabilir.
- Dibi görünmeyen sudan geçme.
İçyüzünü iyi bilmediğin, anlamadığın, öğrenmediğin bir işe girişme. Yoksa tehlikeye düşüp zararlı çıkabilirsin.
- Dikensiz gül olmaz.
Bu dünyada kusursuz güzellik yoktur. Herşey, bir yönüyle eksik yada kusurludur. Bundan dolayı her güzel şeyin hoşa gitmeyen yönü mutlaka bulunur. Güzel şeyi elde etmek isteyen yada elde eden kimse, bunun gerektirdiği rahatsız edici şeyleride hoşgörmelidir.
- Dilenci küsmüş, kısmetini kesmiş.
kişi, ya verileni beğenmez yada verenle bozuşursa, yardımdan kendi eylemiyle yoksun kalır. İnsan eline geçen bir nimeti beğenmez ve istemezse sonra onu arasa da bulamaz.
- Dilin kemiği yok
Dil kolayca her yana dönebilir. Bu özelliğe sahip olan dilde, her türlü kelimeler de kolayca çıkar, insan doğru olmayan, birbiriyle çelişkili sözleri söyleyebilir, önce söylediğini sonra inkâr edip başka şekle çevirebilir.
- Dinsizin hakkından imansız gelir.
Acımasız kimseyi kendisinden daha acımasız biri yola getirir.
- Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Kendi çıkarlarını düşünen ikiyüzlü insanların olduğu yerlerde içlerinden sıyrılarak doğruyu söyleyen insanların sevilmediğini ifade eden bir atasözüdür. Böyle yerlerde doğru söyleyen insanların istenmediğini ifade etmek için kullanılır.
- Doğru söz acıdır.
Karşısındakinin yanlışlarını onun yüzüne söyleyen kimsenin sözleri karşısındakine acı gelir. Sözler acı gelse de söylemekte yarar vardır. Çünkü yanlışlar böylece önlenmiş olur, devam etmez.
- Doğrunun yardımcısı Allah’tır.
Hak ve adaletten kopmayan, işlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye Yüce Allah her zaman yardımcısı olur.
- Dost acı söyler.
Dost olan kimse dostundan gerçeği saklamaz, dostunun kusurunu, yanlışını acı da olsa söyler, dostunu uyarır, dostun acı sözü iyilik içindir.
- Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur.
Çevremizde kendimize yakın gördüğümüz kişiler veya dostlarımız bizi üzmeyeceği için sayıca fazla olsa da bize herhangi bir kötülükleri dokunmaz, sayılarını arttırmakta fayda vardır. Fakat düşmanımız bir tane de olsa bize zarar vermek istediğini biliriz. Bu yüzden insan dostunu çoğaltmalı, düşmanını azaltmalı.
- Dost dostun ayıbını yüzüne söyler.
Gеrçеk dostluklar yalan vе fеsatlık üzerine kurulmaz. Dostu üzülecek olsa ԁa onun ayıplarını yüzüne söyleɾ, aɾkasından konuşmaz. Amacı dostunu kırmak değil, onun bu hatalarını ve ayıplarını ԁüzeltmektir.
- Dost ile ye, iç, alışveriş etme.
Alışverişte her iki taraf da kendi çıkarını düşüneceğinden dolayı iki dost veya akraba arasındaki alışverişler dostluğu bozabilir.
- Dost kara günde belli olur.
Gerçek dostlar ancak üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız bırakmamakla belli olurlar. Sevinçli, mutlu günlerinde bir kişiyle dostluk ilişkisi kuranlar çok olur. Çünkü mutluluğa katılmak hoş birşeydir. Sevincin ödenecek bir bedeli yoktur. Bunun için gercek dost insanı zor günde yanlız bırakmayan dostur.
- Dostluk başka, alışveriş başka
Alışverişin temelinde çıkar, dostluğun temelinde ise fedakarlık yatar. Bunu bilip dost kalmak isteyenler alışverişlerini arkadaşlık ilişkisinden ayrı tutarlar. Bu kişiler arasındaki dostluk, birinin ötekine fedakarlık yapmasını gerekli kılmaz.
- Dumansız baca olmaz, kahırsız koca olmaz.
Dumanı olmayan baca olmadığı gibi eşine zahmet ve sıkıntı vermeyen koca yoktur.
- Dünya bol olmuş neye yarar, pabuç dar olduktan sonra.
Bu dünyada bolluk, bereket, güzellik, özgürlük, rahatlık, eğlence gibi insana mutluluk veren şeyler çoktur. Ancak bunlardan yararlanma imkanı olmayan kişiler için bunlar bir değer taşımaz.
- Dünya malı dünyada kalır.
İnsan öldüğü zaman malını öbür dünyaya götüremez. Bu maldan ancak yaşadığı sürece yararlanabilir. Öyle ise gerek kendisi için, gerekse hayırlı işler için para harcamaktan kaçınmamalıdır.
- Dünya ölümlü, gün akşamlı.
Bu dünyada hiçbir durum sürekli değildir. Her iyi durumun bir sonu vardır. Her şey değişkenlik gösterir. Zenginler fakir olabilir, gücü olan gücünü kaybedebilir ve gençler yaşlanır. Bu durumdan ibret alınmalıdır.
- Düşenin dostu olmaz.
Zenginliğini, makamını ve itibarını kaybeden ve bir felaket ile karşılaşan kişilerin etrafında kimse kalmaz.
- Düşmez kalkmaz bir Allah.
Halden hale girmek, batmak ve çıkmak biz insanlar içindir. İnsan, zengin iken yoksul düşebilir; sağlık içindeyken hastalanabilir; yüksek bir iş başındayken görevden alınabilir. Bunların terside olabilir. Gücünü, yüceliğini yitirmeyen tek varlık Allah'tır.
Nessun commento:
Posta un commento